31 Temmuz 2011 Pazar

okuyorum




2003 yılında aldığım kitap .yenıden okuyorum.

30 Temmuz 2011 Cumartesi

ORUC YEMENIN INCELIKLERI(kose yazilari)

A.Turan alkan kose yazisina boyle bir baslik atmis bugun .Ramazanda illede oruc yemek icin bahaneler aramaktan bahs etmis;ulseriniz yok tansiyon yok,yasiniz elverisli,hamile,  emzikli , kaptan,pilot,otobus surucusu degilsiniz .Kalbiniz temiz istikametiniz duzgun demek?ve oruc tutmamak icin bahane ariyorsunuz. Himm..
Sizin icin ne yapabiliriz?
Konuya soyle yaklasalim ,gonlunuze danisin ,gonlunuz ne diyor bu ise?gonulsuz iseniz bosuna kendinizi yorup ,aksamlara kadar ac susuz kalmanin alemi yoktur.yiyebilirsiniz efendim afiyet olsun.
dinimiz kolaylik dini olup zorlamaya mahal yoktur.

  Cumlemizin, ramazanin rahmetiyle yikanmasi ,insanligimizin ve islamligimizin artmasi temennisiyle hayirli, bol duali ,Ramazanlar diliyorum

BAYILIRIM PUANTIYELI KUMAŞLARA:)) neşeli noktalar



 


Hayatımda her zaman yeri olan bir desen puantiye.  Bayılırım . .. .Severek kullanırırım özellıkle sıyah beyaz puantiyeli olan her şeyi.( Etek eşarp elbise…)
Neşeli noktalar onlar  .. her zaman insanın içini kıpır kıpır yapan neşeli bir rüzgar esintisi var onda .Bir varmış bir yokmuş havası olan akşam aldığım puantiyeli eteğim aşık oldum ona.
Baktıkça benı çok neşelendirdi.Dikkatli bakarsanız her bir nokta gülen bir yüz gib.:))
Yaşamın hüzünlerini yenmek için neseli olmalıyız, ya da neşeli noktalı elbiseler giymeliyiz:)




29 Temmuz 2011 Cuma

gönlümüzde baharlar açılsın


Dünyada her şey 99 ismin tecellisidir.İnsanlara bu esmalar farklı şekıllerde görülür.
Yüreği dirilten en özel  kelam Fettah. Umut üzerine bir niyaz.Kapalı olan her şey için umut.Fettah :açmak…Bazen senın kapattığını açmak içindir bazende karşındakının senin kapattığını açması içindir. Bittim dediğin anda tekrardan başladığın an ,kapıları araladığın an…
                Fettah; sevinçlerimizin kanatları açılsın ,sevenlerin yolları sevdiklerine açılsın.içimizdekı sancılı ukdeler açılsın.Darlıklarımız geniş meydanlara açılsın.Dudaklarımız hep hayr için aralansın.Fettah isiminin gölgesınde durup dostlarımıza  gönlümüzün başköşesinde yer açalım , kalp gözümüzü kapatan perdeleri açalım .küsmeyelim kimseye.Kapıları hep aralık bırakalım .Ya fettah gönlümüzde hep baharlar açılsın ….

bize bir fethı gemuhluoğlu lazım

Aşk adamı Fethi Gemuhluoğlu
Sen hiç aşık oldun mu ?
Fethi Gemuhluoglu, kendisiyle tanışmak için gelen gençlere sorduğu belirli, güzel soruları vardır. Bu sorular gençleri allak bullak eden ama kendi kimliğini açıklayan ve  muhatabından da kimliğini isteyen hoş sorulardır. Namaz kılan bir insana “sen hiç namaz kıldın mı ?” diye sorar. “Ben beş vakit namaz kılarım” deyince, “evet sen beş vakit namaz kılıyorsun da, ama sen hiç namaz kıldın mı?” diye sorarak onun benliğini saran, bir pedagojik darbeden geçirir. Bu hoş sorulardan biri de “İslam Devleti’ne inanıyor musun ?” sorusudur. Soruların klasiği ise ask üzerinedir. “Hiç aşık oldun mu?” cümlesi, hemen hepsi Anadolu’dan gelen bu gençlerin değişik tepkiler göstermesine sebep olmuştur. Kimisi kızarır bozarır, kimisi “ne demek ask , asla” der, kimisi de mahçup mahçup “evet” der. Asla diyen hatta bunun için kızgınlık gösteren adamı mutlaka tersler. “Ben hayatta sevmemiş, gönül adamı olmamış insanı ne yapayım ? Bu adam aşka düşman.” Bu kızgınlık kalıcı değildir, tepkisi de pedagojik sorunun devamı mahiyetindedir

“Ölüm mutluluk benim için”

Sağlıklı bir bünyeye sahip değildir Gemuhluoglu . Küçüklüğünden beri bir takım hastalıklara yakalanmıştır. Ama son zamanlarda kalbi iyice yorulmuştur. Ölümüne yakın günlerinin sayılı olduğunu dostlarına söylemiş, vefat ettiği gece iki oğlu ve  hanımını karşısına alarak tatlı tatlı vedalaşmıştır. 5 Ekim 1977 Çarşamba günü vefat etmiştir. Ertesi gün Fatih Camii avlusunda bakan, milletvekili, vali, komutan, profesör, şair, yazar, gazeteci, din görevlisi ve tabii yetiştirdiği genç kadrolar kendisini yolcu etmiştir. 6 Ekim 1977 Perşembe günü Sahrayıcedit Mezarlığı’ndaki kabrine gömülür. O ölümü şu sözlerle karşılar: “Ölüm ne mutluluk benim için. Çünkü çocukluğumda yüz paraya alıp uçurduğum kuşlarım, cennetin kapısında beni bekliyorlar. Onların yanına gitmek, ne güzel şey

28 Temmuz 2011 Perşembe

dolmakalem ve kadın

sabah okuduğum notta şöyle diyordu “ dünya yazmakla dönüyor, estetik mürekkepte.”  aklıma ilk gelen şey dolmakalemımdı. 
 Dolmakalemin  insan üstünde özel bir ayrıcalığı vardır ,etki bırakır,  iz bırakır,  asla silinmez .sıradan kalemlere benzemez  ilgi ister ,vefa ister , özenle bakım ister.dolmakalem alınıp bir kenara konmaz  içindekı mürekkep kurursa temızlense bile, eskisi gibi yazmaz;kadın gibi yani.eğer bir kere kırılırsa  eskisi gibi olmaz.Dolmakalemın bir cinsiyeti olmalı  ,bakım yapılmalı  şefkatli olmalı ,bir ömürlük olmalı,çok önemli kararlara birlikte altına imza atmalı ,kaybedilmemeli,sevilmeli,unutulmamalı , tıpkı kadın gibi.
  Dolmalakalem kişiye özeldir ve her ele yakışmaz…

Cânıma bir merhaba sundu ezelde çeşm-i yâr
öyle mest oldum ki gayrın merhabâsın bilmedim”
(Fatih'in veziri olan şair Ahmet Paşa bu beytinde, aşkındaki sadakati ve tutarlılığı anlatabilmek için,"Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba lûtfetti. O gün bu gündür, o bakışın mestliğiyle başka birinin merhabasını hiç tanımadım  deyiverir)

27 Temmuz 2011 Çarşamba

lavanta kolonyam



(Lavanta:aşk ,korumak ,temizlik ,uykuya geçme)

Bazıları kolonya sevmez  ama ben masamdakı rebul lavanta kolonyamı  çok sevdiğimi fark ettım bugun... Ferahlatan etkısının yanında ,insanı duygusal ve ruhsal olarak rahatlatan bır kokusu var.müşterimiz olan rebul sayesınde masamdan eksık olmayan, lavantanın rahatlatıcı kokusunun bır zamanlar beyoğlunda dolaşmak için  surulmesı gerektiğini ve kuşaktan kuşağa birefsane olarak aktarıldığını ,dönemın kuaförlerı  tarafından saça uygulanarak  stresten  arındırıcı  bır mucıze ve her eve götürülen prestıjlı hediye olduğunu  öğrendim. bahar yorgunluğuna karşı antiseptik olan bu kolonyaya sahıp olmak için çok uzaklara gitmemem gerektiği bilmek sadece bır telefonla böyle bir kokuya sahip olacağımı bılmek  gulumsememe yardımcı oldu …
 her zaman gülümsemek için bir nedenımız vardır.

26 Temmuz 2011 Salı

kestane şekeri:)

Hayat acısız da tatlısızda olmaz (tatlisz hele hicc). Bugunku hayatımın tatlısı kestane şekeri,dillere destan birtat. Gelen paketı hemen kımse görmeden çekmeceme  sakladığım ve  paylaşamayacağım  lezzet(sanırım bencil değilim ).hiçbir meyveden yapılan tatlının, görmediği itibarı benden gören büyülü şölen.bir paketı bitirdikten sonra bunu kim yedi diye soru sorduran, bitmesını istemediğim  eşşiz lezzet….

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Şeker kız candy

Çocukluğumun çizgi kahramanı  gülen bir yüz ,şeker kız candy.
Çilli,  güzel ve sevimli bir yuz ağaçların tepelerinden inmeyen, kalbi kırılsada  umursamamaya çalışan,üzüldüğünde yanaklarını çimdikleyen çokça konuşan , çok seven bir yureği olan ,kimsesiz geçmişine rağmen yüzündekı  gülümsemeyi hiç  eksık etmeyen hayatımızn çizgidende olsa kahramanı…
 Sözlerini anlamadan soylediğimiz şarkısı; watashıwa watashwa candy(gülümse .gülümse candy).

Hayatta mutlu olmanın en büyük şifresı gülümsemek ..
GülümseyınJ

Para, Aşkı Satın Alamaz Fakat Sizi Kesinlikle İyi Bir Pazarlık Yapabilecek Konuma Getirir:))

Murphy Kanunları:

- Murphy'nin altın kuralı: Altını olan kanunu koyar!

- Murphy Felsefesi: Gülümse... Yarın daha kötü olacak.

- Murphy sabiti: Dünyadaki nüfus sürekli artar ama toplam zeka sabit kalir.



Ve diğerleri...

- Herhangi bir şeyin olma olasılığı, arzu edilirliğiyle ters orantılıdır.

- Mümkün olan en kötü koşullar, er ya da geç, mutlaka ortaya çıkar.

- İşler iyiye gitmeden önce kötü gider... İşlerin iyiye gidebileceğini kim söyledi?

- İyi başlayan her şey kötü biter... Kötü başlayan her şey daha da kötü biter.

- Eger bir deney basarili olmuşsa, ters giden bir şeyler var demektir...

- Herhangi bir bilgide sayılar çok doğru gözüküyorsa boşuna kontrol etmeyin, yanlıştırlar.

- Her sağlıklı erkeğin zengin olmak için, asla işlemeyecek, gizli bir planı vardır.

- Bankadan bir kredi almak için, önce o paraya ihtiyacınız olmadığını ispat etmeniz gerekir.
(bu kanunu bızzat bankadan kredı alacağımda yaşadım.çok iyi bilirim bu durumu )


- Faturalar elinize alacaklarınızdan iki kat hızlı ulaşır...
(genemı fatura  derız her ay)

- İki tür insan vardir: insanlari iki türe ayiranlar ve ayirmayanlar.

- Aradığınız şeyi en son baktığınız yerde bulursunuz.

- Tıkanık trafikte, diğer şerit her zaman daha hızlı akar.

- Hayatta güzel olan herşey ya illegal, ya ayıp yada şişmanlatıcıdır.

- Yere düşen herşey ulaşılması en zor köşeye yuvarlanır

- Eger sıkışmışsa zorlayın... Kırılırsa, değiştirilmesi gerekiyormuş demektir.

- Eğer kendini iyi hissediyorsan endişelenme, geçer!

Şah ve sultan’ı okuyorum …


KONUSU:.Şah ve Sultan sadece tarihi romanın ötesinde bir aşk romanı da sayılabilir.Bir aşk hikâyesi daha doğrusu bir aşığın maşukunun uzaktan sevmesinin hikâyesidir Âşıkların (Ömer, Şah, Sultan Cafer ve Kamber) maşukuna (Taçlı) gururun, koparılmanın, cesaretsizliğin baskın olması nedeniyle kavuşamadan bu dünyadan göç etmenin, arkada sadece Taçlıya yazılmış içli şiirlerin romanı. 4 erkek arasında gidip gelen ve Şah’ın yeğeni olduğunu bilmeden yaşayıp, onun soyu olmasın diye küçük yaşta Şah İsmail tarafından hadım edilen Kamberin Taçlı’ ya olan aşkın romanı.....



24 Temmuz 2011 Pazar

Ekmek arası domates

Kendimi bildim bileli  çok sevdiğim  hayatımın en önemli hem meyvesi hem sebzesi. Çocukluğumu hatırlatan  domates henüz paranın bize uğramadığı o yıllarda  annelerimizin ekmek arasına koyup sepetle saldığı  bir öğlen yemeği...


Pazar kahvaltılarının vazgeçilmezi. İnsanı romantik yaptığına inandıkları için avrupalılar tarafından aşk elması diye isimlendirilen  eşsiz bir tat.

Mükemmel bir  sebze gördüğümde  ağzım kulaklarıma varacak kadar beni güldüren ve neşelendiren bir şey.

Şener Şen’ce  Züürt ağa filmindeki çağrılısı unutulmayan bir tat. Elma misali ısırılarak yendiğinde ayrı bir lezzet uyandıran her öğünü tamamlayan bir besin. Sanırım sadece domatesle yaşayabilirlim.


iyiki varsin domates...

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Sürrealist

     
Bir blog oluşturma fikri  sürrealist bir sanatçının ebrularını görmek istemekte  ısrar eden ağustos böceki ile başladı...Ebru sanatına yüklediğim maneviyattan ötürü kıramadım bayan ağustos böceki'ni...Suyun üzerine boyaları serperek rengarenk şekiller elde etmek olarak bildiğim ve bende tasavvufi bir anlam uyandıran ebruya nü  şekillerini yakıştıramadığım bu gecede blogumun temellerini attım ...
Su yüzeyinde oluşan şekillerin kalıcı olarak kağıda nakş edilmesi misali başladım yazmaya......

okuyorum




2003 yılında aldığım kitap .yenıden okuyorum.

ORUC YEMENIN INCELIKLERI(kose yazilari)

A.Turan alkan kose yazisina boyle bir baslik atmis bugun .Ramazanda illede oruc yemek icin bahaneler aramaktan bahs etmis;ulseriniz yok tansiyon yok,yasiniz elverisli,hamile,  emzikli , kaptan,pilot,otobus surucusu degilsiniz .Kalbiniz temiz istikametiniz duzgun demek?ve oruc tutmamak icin bahane ariyorsunuz. Himm..
Sizin icin ne yapabiliriz?
Konuya soyle yaklasalim ,gonlunuze danisin ,gonlunuz ne diyor bu ise?gonulsuz iseniz bosuna kendinizi yorup ,aksamlara kadar ac susuz kalmanin alemi yoktur.yiyebilirsiniz efendim afiyet olsun.
dinimiz kolaylik dini olup zorlamaya mahal yoktur.

  Cumlemizin, ramazanin rahmetiyle yikanmasi ,insanligimizin ve islamligimizin artmasi temennisiyle hayirli, bol duali ,Ramazanlar diliyorum

BAYILIRIM PUANTIYELI KUMAŞLARA:)) neşeli noktalar



 


Hayatımda her zaman yeri olan bir desen puantiye.  Bayılırım . .. .Severek kullanırırım özellıkle sıyah beyaz puantiyeli olan her şeyi.( Etek eşarp elbise…)
Neşeli noktalar onlar  .. her zaman insanın içini kıpır kıpır yapan neşeli bir rüzgar esintisi var onda .Bir varmış bir yokmuş havası olan akşam aldığım puantiyeli eteğim aşık oldum ona.
Baktıkça benı çok neşelendirdi.Dikkatli bakarsanız her bir nokta gülen bir yüz gib.:))
Yaşamın hüzünlerini yenmek için neseli olmalıyız, ya da neşeli noktalı elbiseler giymeliyiz:)




gönlümüzde baharlar açılsın


Dünyada her şey 99 ismin tecellisidir.İnsanlara bu esmalar farklı şekıllerde görülür.
Yüreği dirilten en özel  kelam Fettah. Umut üzerine bir niyaz.Kapalı olan her şey için umut.Fettah :açmak…Bazen senın kapattığını açmak içindir bazende karşındakının senin kapattığını açması içindir. Bittim dediğin anda tekrardan başladığın an ,kapıları araladığın an…
                Fettah; sevinçlerimizin kanatları açılsın ,sevenlerin yolları sevdiklerine açılsın.içimizdekı sancılı ukdeler açılsın.Darlıklarımız geniş meydanlara açılsın.Dudaklarımız hep hayr için aralansın.Fettah isiminin gölgesınde durup dostlarımıza  gönlümüzün başköşesinde yer açalım , kalp gözümüzü kapatan perdeleri açalım .küsmeyelim kimseye.Kapıları hep aralık bırakalım .Ya fettah gönlümüzde hep baharlar açılsın ….

bize bir fethı gemuhluoğlu lazım

Aşk adamı Fethi Gemuhluoğlu
Sen hiç aşık oldun mu ?
Fethi Gemuhluoglu, kendisiyle tanışmak için gelen gençlere sorduğu belirli, güzel soruları vardır. Bu sorular gençleri allak bullak eden ama kendi kimliğini açıklayan ve  muhatabından da kimliğini isteyen hoş sorulardır. Namaz kılan bir insana “sen hiç namaz kıldın mı ?” diye sorar. “Ben beş vakit namaz kılarım” deyince, “evet sen beş vakit namaz kılıyorsun da, ama sen hiç namaz kıldın mı?” diye sorarak onun benliğini saran, bir pedagojik darbeden geçirir. Bu hoş sorulardan biri de “İslam Devleti’ne inanıyor musun ?” sorusudur. Soruların klasiği ise ask üzerinedir. “Hiç aşık oldun mu?” cümlesi, hemen hepsi Anadolu’dan gelen bu gençlerin değişik tepkiler göstermesine sebep olmuştur. Kimisi kızarır bozarır, kimisi “ne demek ask , asla” der, kimisi de mahçup mahçup “evet” der. Asla diyen hatta bunun için kızgınlık gösteren adamı mutlaka tersler. “Ben hayatta sevmemiş, gönül adamı olmamış insanı ne yapayım ? Bu adam aşka düşman.” Bu kızgınlık kalıcı değildir, tepkisi de pedagojik sorunun devamı mahiyetindedir

“Ölüm mutluluk benim için”

Sağlıklı bir bünyeye sahip değildir Gemuhluoglu . Küçüklüğünden beri bir takım hastalıklara yakalanmıştır. Ama son zamanlarda kalbi iyice yorulmuştur. Ölümüne yakın günlerinin sayılı olduğunu dostlarına söylemiş, vefat ettiği gece iki oğlu ve  hanımını karşısına alarak tatlı tatlı vedalaşmıştır. 5 Ekim 1977 Çarşamba günü vefat etmiştir. Ertesi gün Fatih Camii avlusunda bakan, milletvekili, vali, komutan, profesör, şair, yazar, gazeteci, din görevlisi ve tabii yetiştirdiği genç kadrolar kendisini yolcu etmiştir. 6 Ekim 1977 Perşembe günü Sahrayıcedit Mezarlığı’ndaki kabrine gömülür. O ölümü şu sözlerle karşılar: “Ölüm ne mutluluk benim için. Çünkü çocukluğumda yüz paraya alıp uçurduğum kuşlarım, cennetin kapısında beni bekliyorlar. Onların yanına gitmek, ne güzel şey

dolmakalem ve kadın

sabah okuduğum notta şöyle diyordu “ dünya yazmakla dönüyor, estetik mürekkepte.”  aklıma ilk gelen şey dolmakalemımdı. 
 Dolmakalemin  insan üstünde özel bir ayrıcalığı vardır ,etki bırakır,  iz bırakır,  asla silinmez .sıradan kalemlere benzemez  ilgi ister ,vefa ister , özenle bakım ister.dolmakalem alınıp bir kenara konmaz  içindekı mürekkep kurursa temızlense bile, eskisi gibi yazmaz;kadın gibi yani.eğer bir kere kırılırsa  eskisi gibi olmaz.Dolmakalemın bir cinsiyeti olmalı  ,bakım yapılmalı  şefkatli olmalı ,bir ömürlük olmalı,çok önemli kararlara birlikte altına imza atmalı ,kaybedilmemeli,sevilmeli,unutulmamalı , tıpkı kadın gibi.
  Dolmalakalem kişiye özeldir ve her ele yakışmaz…

Cânıma bir merhaba sundu ezelde çeşm-i yâr
öyle mest oldum ki gayrın merhabâsın bilmedim”
(Fatih'in veziri olan şair Ahmet Paşa bu beytinde, aşkındaki sadakati ve tutarlılığı anlatabilmek için,"Ezel gününde sevgilinin gözü bana bir merhaba lûtfetti. O gün bu gündür, o bakışın mestliğiyle başka birinin merhabasını hiç tanımadım  deyiverir)

lavanta kolonyam



(Lavanta:aşk ,korumak ,temizlik ,uykuya geçme)

Bazıları kolonya sevmez  ama ben masamdakı rebul lavanta kolonyamı  çok sevdiğimi fark ettım bugun... Ferahlatan etkısının yanında ,insanı duygusal ve ruhsal olarak rahatlatan bır kokusu var.müşterimiz olan rebul sayesınde masamdan eksık olmayan, lavantanın rahatlatıcı kokusunun bır zamanlar beyoğlunda dolaşmak için  surulmesı gerektiğini ve kuşaktan kuşağa birefsane olarak aktarıldığını ,dönemın kuaförlerı  tarafından saça uygulanarak  stresten  arındırıcı  bır mucıze ve her eve götürülen prestıjlı hediye olduğunu  öğrendim. bahar yorgunluğuna karşı antiseptik olan bu kolonyaya sahıp olmak için çok uzaklara gitmemem gerektiği bilmek sadece bır telefonla böyle bir kokuya sahip olacağımı bılmek  gulumsememe yardımcı oldu …
 her zaman gülümsemek için bir nedenımız vardır.

kestane şekeri:)

Hayat acısız da tatlısızda olmaz (tatlisz hele hicc). Bugunku hayatımın tatlısı kestane şekeri,dillere destan birtat. Gelen paketı hemen kımse görmeden çekmeceme  sakladığım ve  paylaşamayacağım  lezzet(sanırım bencil değilim ).hiçbir meyveden yapılan tatlının, görmediği itibarı benden gören büyülü şölen.bir paketı bitirdikten sonra bunu kim yedi diye soru sorduran, bitmesını istemediğim  eşşiz lezzet….

Şeker kız candy

Çocukluğumun çizgi kahramanı  gülen bir yüz ,şeker kız candy.
Çilli,  güzel ve sevimli bir yuz ağaçların tepelerinden inmeyen, kalbi kırılsada  umursamamaya çalışan,üzüldüğünde yanaklarını çimdikleyen çokça konuşan , çok seven bir yureği olan ,kimsesiz geçmişine rağmen yüzündekı  gülümsemeyi hiç  eksık etmeyen hayatımızn çizgidende olsa kahramanı…
 Sözlerini anlamadan soylediğimiz şarkısı; watashıwa watashwa candy(gülümse .gülümse candy).

Hayatta mutlu olmanın en büyük şifresı gülümsemek ..
GülümseyınJ

Para, Aşkı Satın Alamaz Fakat Sizi Kesinlikle İyi Bir Pazarlık Yapabilecek Konuma Getirir:))

Murphy Kanunları:

- Murphy'nin altın kuralı: Altını olan kanunu koyar!

- Murphy Felsefesi: Gülümse... Yarın daha kötü olacak.

- Murphy sabiti: Dünyadaki nüfus sürekli artar ama toplam zeka sabit kalir.



Ve diğerleri...

- Herhangi bir şeyin olma olasılığı, arzu edilirliğiyle ters orantılıdır.

- Mümkün olan en kötü koşullar, er ya da geç, mutlaka ortaya çıkar.

- İşler iyiye gitmeden önce kötü gider... İşlerin iyiye gidebileceğini kim söyledi?

- İyi başlayan her şey kötü biter... Kötü başlayan her şey daha da kötü biter.

- Eger bir deney basarili olmuşsa, ters giden bir şeyler var demektir...

- Herhangi bir bilgide sayılar çok doğru gözüküyorsa boşuna kontrol etmeyin, yanlıştırlar.

- Her sağlıklı erkeğin zengin olmak için, asla işlemeyecek, gizli bir planı vardır.

- Bankadan bir kredi almak için, önce o paraya ihtiyacınız olmadığını ispat etmeniz gerekir.
(bu kanunu bızzat bankadan kredı alacağımda yaşadım.çok iyi bilirim bu durumu )


- Faturalar elinize alacaklarınızdan iki kat hızlı ulaşır...
(genemı fatura  derız her ay)

- İki tür insan vardir: insanlari iki türe ayiranlar ve ayirmayanlar.

- Aradığınız şeyi en son baktığınız yerde bulursunuz.

- Tıkanık trafikte, diğer şerit her zaman daha hızlı akar.

- Hayatta güzel olan herşey ya illegal, ya ayıp yada şişmanlatıcıdır.

- Yere düşen herşey ulaşılması en zor köşeye yuvarlanır

- Eger sıkışmışsa zorlayın... Kırılırsa, değiştirilmesi gerekiyormuş demektir.

- Eğer kendini iyi hissediyorsan endişelenme, geçer!

Şah ve sultan’ı okuyorum …


KONUSU:.Şah ve Sultan sadece tarihi romanın ötesinde bir aşk romanı da sayılabilir.Bir aşk hikâyesi daha doğrusu bir aşığın maşukunun uzaktan sevmesinin hikâyesidir Âşıkların (Ömer, Şah, Sultan Cafer ve Kamber) maşukuna (Taçlı) gururun, koparılmanın, cesaretsizliğin baskın olması nedeniyle kavuşamadan bu dünyadan göç etmenin, arkada sadece Taçlıya yazılmış içli şiirlerin romanı. 4 erkek arasında gidip gelen ve Şah’ın yeğeni olduğunu bilmeden yaşayıp, onun soyu olmasın diye küçük yaşta Şah İsmail tarafından hadım edilen Kamberin Taçlı’ ya olan aşkın romanı.....



Ekmek arası domates

Kendimi bildim bileli  çok sevdiğim  hayatımın en önemli hem meyvesi hem sebzesi. Çocukluğumu hatırlatan  domates henüz paranın bize uğramadığı o yıllarda  annelerimizin ekmek arasına koyup sepetle saldığı  bir öğlen yemeği...


Pazar kahvaltılarının vazgeçilmezi. İnsanı romantik yaptığına inandıkları için avrupalılar tarafından aşk elması diye isimlendirilen  eşsiz bir tat.

Mükemmel bir  sebze gördüğümde  ağzım kulaklarıma varacak kadar beni güldüren ve neşelendiren bir şey.

Şener Şen’ce  Züürt ağa filmindeki çağrılısı unutulmayan bir tat. Elma misali ısırılarak yendiğinde ayrı bir lezzet uyandıran her öğünü tamamlayan bir besin. Sanırım sadece domatesle yaşayabilirlim.


iyiki varsin domates...

Sürrealist

     
Bir blog oluşturma fikri  sürrealist bir sanatçının ebrularını görmek istemekte  ısrar eden ağustos böceki ile başladı...Ebru sanatına yüklediğim maneviyattan ötürü kıramadım bayan ağustos böceki'ni...Suyun üzerine boyaları serperek rengarenk şekiller elde etmek olarak bildiğim ve bende tasavvufi bir anlam uyandıran ebruya nü  şekillerini yakıştıramadığım bu gecede blogumun temellerini attım ...
Su yüzeyinde oluşan şekillerin kalıcı olarak kağıda nakş edilmesi misali başladım yazmaya......