7 Ağustos 2011 Pazar

"umutlan hareket devam ediyor" der bir kase çorba...

BİR KASE ÇORBA
okuduğum gazetenin köşe yazısında  böyle bir başlık vardı. bir kase çorba.  

zeytin ve hurmanın saltanatı tartışılmaz ancak iftar vaktinin asıl hakimi bir kase çorbadır.Dünyanın süzülmüş nimetlerinden hazırlanan  ve sembolik olarak neredyse suyla eşitlik davasına giren çorbada nice duyuş ve ikrar oyunları saklıdır.İlkin tam da iftar anının sıfır derecesınde maddeten etkisiz konumda olan insana çorba birşeyler fısıldar.insan önce o dili  uzaktan duyar.bekledği çağrının ilk tınısı gibi  duyar.Kainatta hareket esastır ve çorbanın   o ele avuca sığmaz güzelim buğusu ve iftar anında donma noktasına gelmiş ve teslim olmuş varlığa:umutlan hareket  devam ediyor der.Yaşayacaksın .zeytin ve hurmada susku perdesıne gizlenen yaşama neşvesi çorbada apaçık tecelli eder.çorba varlığın canın özüde sayılan suyun son metafizik hamlesidir.


özlerim çorbaları iftar vaktinin çorbalarını özlerim.usta ellerin özenle hazırladığı bir kase süzme mercimek çorbasının üzerine damlatılmış  o ebru kırmızısını hatırlatan kızarmış yağda ve üstünde yüzen küp küp kızarmış ekmek parçalarında ben bile bilmem tam olarak ne ararım neyin peşine düşer ,kimin izinde giderim.annemi özlerim .onun mtfakta bir zaman ağacı gibi dallarını eğişini hayal ederim.çorba  bir yerlerde mutlaka tanıştığımız  ve mutlaka çok sevdiğimz  fakat bir daha kavuşamadığımız güzel insanların özlenmesi gibi buğulanır belki gizliden içimizde.

zamanın başka hallerinde aperatif yemek olmaktan kurtulamayan çorba asıl kimliğine iftar vaktinde kavuşuverirbir kase domates çorbasında kaç tane domates vardır bunu ölçmek zor değildir.ancak nasıl domates kendini feda ede ede süzülmüş öze dönüşürse ,yemekte ,yemeklerde özlerini çorbaya emanet ederler."bana bir kase çorba yeter"dememiz,sadece doymakla ilgili değildir.o bir tabak çorbada bizim bütün isteklerimiz   kadar yemeklerin teslimiyetleride vardır.vardır var gibi vardır.Çorbanın bizi beklemesi buğusuyla cilve yapması  kokusunun inadına görünmez bir rüzgar eşliğinde sağa sola dağıtması boşuna değildir..kaşıklanan çorbaların başladığı an işte dünyanın geri geldiği  andır.dünya güzeldir.çeşit çeşit lezzet çorbalarının çağrısı bu yüzdendir.hey insan dünyaya hoşgeldin sesidir çorba.



çorba bize yeter .iftarda hele çoktan yeter.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

corba denınce benım aklıma hep mutevazılık gelır.ayrıca corbabır yemek degıl bır tarzdır.corba denınce sorarsınız ne corbası dıye.veherseyın corbası olur balıktan brokolıye domatesten mercımege vedaha neler neler.kıbarlıktır ayrıca "bır tas corbamızı ıcermısınız";o).vecorbaların padısahı bence erzıncan tarhanasıdır.ıcınde snaırım onlarca urun var veogrencıyken erzıncanlı evarkadasım tarıfıyle getırmıstı bır bez torba ıcınde vebızonu ılac nıyetıne ıcıstık hala tadı damagımda...

Yaşanası Şeyler dedi ki...

bana bir kase erzincan tarhanası yeter

Yorum Gönder

"umutlan hareket devam ediyor" der bir kase çorba...

BİR KASE ÇORBA
okuduğum gazetenin köşe yazısında  böyle bir başlık vardı. bir kase çorba.  

zeytin ve hurmanın saltanatı tartışılmaz ancak iftar vaktinin asıl hakimi bir kase çorbadır.Dünyanın süzülmüş nimetlerinden hazırlanan  ve sembolik olarak neredyse suyla eşitlik davasına giren çorbada nice duyuş ve ikrar oyunları saklıdır.İlkin tam da iftar anının sıfır derecesınde maddeten etkisiz konumda olan insana çorba birşeyler fısıldar.insan önce o dili  uzaktan duyar.bekledği çağrının ilk tınısı gibi  duyar.Kainatta hareket esastır ve çorbanın   o ele avuca sığmaz güzelim buğusu ve iftar anında donma noktasına gelmiş ve teslim olmuş varlığa:umutlan hareket  devam ediyor der.Yaşayacaksın .zeytin ve hurmada susku perdesıne gizlenen yaşama neşvesi çorbada apaçık tecelli eder.çorba varlığın canın özüde sayılan suyun son metafizik hamlesidir.


özlerim çorbaları iftar vaktinin çorbalarını özlerim.usta ellerin özenle hazırladığı bir kase süzme mercimek çorbasının üzerine damlatılmış  o ebru kırmızısını hatırlatan kızarmış yağda ve üstünde yüzen küp küp kızarmış ekmek parçalarında ben bile bilmem tam olarak ne ararım neyin peşine düşer ,kimin izinde giderim.annemi özlerim .onun mtfakta bir zaman ağacı gibi dallarını eğişini hayal ederim.çorba  bir yerlerde mutlaka tanıştığımız  ve mutlaka çok sevdiğimz  fakat bir daha kavuşamadığımız güzel insanların özlenmesi gibi buğulanır belki gizliden içimizde.

zamanın başka hallerinde aperatif yemek olmaktan kurtulamayan çorba asıl kimliğine iftar vaktinde kavuşuverirbir kase domates çorbasında kaç tane domates vardır bunu ölçmek zor değildir.ancak nasıl domates kendini feda ede ede süzülmüş öze dönüşürse ,yemekte ,yemeklerde özlerini çorbaya emanet ederler."bana bir kase çorba yeter"dememiz,sadece doymakla ilgili değildir.o bir tabak çorbada bizim bütün isteklerimiz   kadar yemeklerin teslimiyetleride vardır.vardır var gibi vardır.Çorbanın bizi beklemesi buğusuyla cilve yapması  kokusunun inadına görünmez bir rüzgar eşliğinde sağa sola dağıtması boşuna değildir..kaşıklanan çorbaların başladığı an işte dünyanın geri geldiği  andır.dünya güzeldir.çeşit çeşit lezzet çorbalarının çağrısı bu yüzdendir.hey insan dünyaya hoşgeldin sesidir çorba.



çorba bize yeter .iftarda hele çoktan yeter.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

corba denınce benım aklıma hep mutevazılık gelır.ayrıca corbabır yemek degıl bır tarzdır.corba denınce sorarsınız ne corbası dıye.veherseyın corbası olur balıktan brokolıye domatesten mercımege vedaha neler neler.kıbarlıktır ayrıca "bır tas corbamızı ıcermısınız";o).vecorbaların padısahı bence erzıncan tarhanasıdır.ıcınde snaırım onlarca urun var veogrencıyken erzıncanlı evarkadasım tarıfıyle getırmıstı bır bez torba ıcınde vebızonu ılac nıyetıne ıcıstık hala tadı damagımda...

Yaşanası Şeyler dedi ki...

bana bir kase erzincan tarhanası yeter

Yorum Gönder